Mevlana'dan İnciler

Sevgide günes gibi ol, dostluk ve kardeslikte akarsu gibi ol, hatalari örtmede gece gibi ol,tevazuda toprak gibi ol,öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya oldugun gibi görün, ya göründügün gibi ol. Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Esekten seker esirgenmez ama esek yaratilisi bakimindan otu begenir. Dert, insani yokluga götüren rahvan attir. Les, bize göre rezildir ama, domuza, köpege sekerdir, helvadir. Kuzgun, bagda kuzgunca bagirir. Ama bülbül, kuzgun bagiriyor diye güzelim sesini keser mi hiç? Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalisir. Dikenden gül bitiren, kisi da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten,kederi de sevinç haline sokabilir. Nasil olur da deniz, köpegin agzindan pislenir, nasil olur da günes üflemekle söner? Akil padisahi kafesi kirdi mi, kuslarin her biri bir yöne uçar. Tövbe binegi, sasilacak bir binektir. Bir solukta asagilik dünyadan göge siçrayiverir. Korkunç bir kurban bayrami olan kiyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Kim daha güzelse kiskançligi daha fazla olur. Kiskançlik atesten meydana gelir. Dünya tuzaktir. Yemi de istek.Istek tuzaklarindan kaçinin. Irmak suyunu tümden içmenin imkani yok ama susuzlugu giderecek kadar içmemenin de imkani yok. Gürzü kendine vur. Benligini, varligimi kir gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulaga tikanmis pamuga benzer. Esege, katir boncuguyla inci birdir. Zaten o esek,inciyle denizin varligindan da süphe eder. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamaesindan ileri gelir. Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah'in kulu kendisinden uzaklastirmasindan, bir derde ugratmasindan daha iyidir. Birinin basina toprak saçsan basi yarilmaz. Suyu basina döksen, basi kirilmaz. Toprakla, suyla bas yarmak istiyorsan, topragi suya karistirip kerpiç yapman gerek. Kabugu kirilan sedef üzüntü vermesin sana,içinde inci vardir. Bilgi, siniri olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgiçtir. Bulutlar aglamasa yesillikler nasil güler? Bülbüllerin güzel sesleri begenilir de bu yüzden kafes çeker onlari. Ama kuzgunla baykusu kim kor kafese? Meyve eksi bile olsa, olmadikça ona ham derler. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kimildadi mi, sirlara ulasilir. Asiklarin gönüllerinin yanisiyla gözyaslari olmasaydi, dünyada su da olmazdi, ates de. Iki parmaginin ucunu gözüne koy. Bir sey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok degildir. A kardes, keskin kilicin üzerine atilmadasin, tövbe ve kulluk kalkanini almadan gitme. O daga bir kus kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dagda ne bir fazlalik var ne bir eksilme. Altin ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadiktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra. Gördün ya beni gamdan baska kimse hatirlamiyor, gama binlerce defa aferin. Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatli seylerin sarhosu oldukça, ruhunun üzüm salkimini görebilir misin ki? Su dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altin verir de, seytandan dert satin alir. Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Sen diri oldukça ölü yikayici seni yikar mi hiç? Dert, insani yokluga götüren rahvan attir. Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanlari parlatir. Les, bize göre rezildir ama, domuza, köpege sekerdir,helvadir. Kuzgun, bagda kuzgunca bagirir. Ama bülbül, kuzgun bagiriyor diye güzelim sesini keser mi hiç? Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalisir. Dikenden gül bitiren, kisi da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir. Nasil olur da deniz, köpegin agzindan pislenir, nasil olur da günes üflemekle söner? Akil padisahi kafesi kirdi mi, kuslarin her biri bir yöne uçar. Tövbe binegi, sasilacak bir binektir.Bir solukta asagilik dünyadan göge siçrayiverir. beden testisi ab-i hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. Içindekine bakarsan padisahsin, kabina bakarsan yolu yitirdin. Genislik, sabirdan dogar. Korkunç bir kurban bayrami olan kiyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Bilgi, siniri olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgiçtir. Ayin, Geceye Sabretmesi, Onu Apaydin Eder. Gülün, Dikene Sabretmesi, Güle Güzel Bir Koku Verir. Arslanin, Sabredip Pislik Içinde Beklemesi, Onu Deve Yavrusu Ile Doyurur. Altin Ne Oluyor Can Ne Oluyor Inci Mercan Da Nedir Bir Sevgiye Harcanmadiktan Bir Sevgiliye Feda Edilmedikten Sonra Sen, yeni bir çocuk dogurmadikça, kan tatli süt haline gelmez Ask, davaya benzer, cefa çekmek de sahide: Sahidin yoksa davayi kazanamazsin ki.. Pirlik, saçin sakalin agarmasi ile elde edilmez. Iblisten daha ihtiyar kim var? Tavus kusu gibi sadece kanadini görme, ayagini da gör. Inci de denizin dibinde, taslarla beraberdir. Övünçte, ayiplarin arasindadir. Pirenin isirisindan meydana gelen yanis, seni yilan soktu mu yok olur gider Öküz, ansizin Bagdat'a gelir, sehri bir bastan öte gezip, dolasir. Bütün o zevki, hoslugu, tadi, tuzu görmez de göre göre karpuz kabugunu görür. Hani bir hayvan vardir, porsuktur adi. Dayak yedikçe semirir, büyür, kötegi yedikçe daha iyilesir, sopa vuruldukça semirir, insan da gerçekte porsuktur, çünkü o da dert, mihnet sopasiyla büyür, semizlesir. Uçan kus, yeryüzünde kalsa tasalanir, derde düsse aglayip inlemeye koyulur. Fakat ev kusu, kümes hayvani, yeryüzünde sevinçle yürür, yem toplar, neseyle kosar durur. Ölülerle savasip gazilik elde edilmez. Hos, güzel ömür, yakinlik aleminde can beslemektir. Kuzgunun ömrü ise fiski yemeye yarar. Kin, sapikligin da aslidir, kafirligin de. Kuru duayi birak, agaç isteyen tohum eker. Inciyi sedefin içinde ara, hüneri de sanat ehlinden iste. Iki parmaginin ucunu gözüne koy. Bir sey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok degildir. Görememek ayibi, göstermemek kusuru, ugursuz nefsin parmagina ait iste. Susmakla canin özü, yüzlerce gelismeye ulasir. Ama söz, dile geldi mi, öz harcanir. Ömür de Allah'la hostur, ölüm de. Allah'a kavusmadiktan sonra, ab-i hayat bile atestir. Hiç ay, yeryüzünde ev sahibi olur mu? Hirs, çirkinlikleri bile güzel gösterir. Padisahin adamlarindan biri, zindanin burcunu yiksa, zindancinin gönlü bu yüzden kirilir mi hiç? Hiçbir seyden haberi olmayan cansizlardan, gelisip boy atan bitkiye, bitkiden yasayis, derde ugrayis varligina, sonra güzelim akil, fikir, ayirt edis varligina geldin. Yol afetleri içinde sehvetten beteri yoktur. Demirciligi bilmiyorsan, demirci ocagindan geçerken sakalin da yanar, saçin da. Tas, tasliktan çikip yok olmadikça, mücevher olup yüzüge takilir mi hiç? Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah'in kulu kendisinden uzaklastirmasindan, bir derde ugratmasindan daha iyidir. Ayin, geceye sabretmesi, onu apaydin eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanin, sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur. Zahidin kiblesi, lütuf, kerem sahibi Allah'tir. Tamahkarin kiblesi ise altin torbasi. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hostur.. Sarhos, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardi, kendimde degildim"der. Kendinde olmayis, kendiliginden gelmedi sana,onu sen çagirdin. Insan gözdür, görüstür, gerisi ettir. Insanin gözü neyi görüyorsa, degeri o kadardir. Birinin basina toprak saçsan basi yarilmaz. Suyu basina döksen, basi kirilmaz. Toprakla, suyla bas yarmak istiyorsan, topragi suya karistirip kerpiç yapman gerek. Yoldaki bir tepecik seni bunaltmis,oysa önünde yüzlerce dag var Kabugu kirilan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardir. Adalet nedir? Her seyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir seyi yerine koymamak,baska yere koymak. Hiçbir kafire hor gözle bakmayin. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü. Su deredeki su,kaç kere degisti,yildizlarin akisleri hep yerinde. Sevgide günes gibi ol, dostluk ve kardeslikte akarsu gibi ol, hatalari örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya oldugun gibi görün, ya göründügün gibi ol. Su dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altin verir de, seytandan dert satin alir. Vazifesini tam yerine getirmemis olanin vicdan yarasina ne mazaretin devasi ne ilacin sifasi deva getirmis.. Ask altin degildir, saklanmaz.Asikin bütün sirlari meydandadir.. Yesillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akillardan meydana gelen gül bahçesi hep yesil ve güzeldir. Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Ask, davaya benzer, cefa çekmek de sahide: Sahidin yoksa davayi kazanamazsin ki.. Sen diri oldukça ölü yikayici seni yikar mi hiç? Isa'nin eseginden seker esirgenmez ama esek yaratilisi bakimindan otu begenir. Dert, insani yokluga götüren rahvan attir. Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanlari parlatir. Hiristiyanlarin bilgisizligine bak ki, asilmis Tanri'dan medet umuyorlar. Resim, ressama, beni kusurlu yaptin diye söz mü söyleyebilir? Insanoglu, dilinin altinda gizlidir. Dil, can kapisinin perdesidir. Yel, perdeyi kaldirdi mi ne var, belirir bize. Sen de sag eline bir sopa aldin ama senin elin nerede, Musa'nin eli nerede Akilli birisinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasindan iyidir. Yilan yumurtasi da serçe yumurtasina benzer ama aralarinda ne kadar fark var. Bilginin, iki kanadi vardir, süphenin tek. Ikiyüz batman bala, bir okka sirke döksen, balin içinde erir, gider. Bali tattin mi sirkenin tadini bulamazsin fakat tartarsan bir okka fazla gelir. Demek ki sirke, hem yok olmustur, hem vardir. Bir kuyudan her gün toprak çeker, her gün orayi kazar, esersen, sonunda ari duru suya ulasirsin Denizden bile yerine su koymadan devamli su alsan, bu isin denizleri çöle çevirir. Sen, yerdeki yesillik gibisin, ayagin bagli. Bir yel esti mi, tam inanca ulasmadan basini sallarsin. Oltandaki et lokmasi, balik avlamak içindir. Öyle lokma ne bagistir ne cömertlik. Sözün egri olsa da, anlami dogru bulunsa, sözdeki o egrilik, Allah'a makbuldür. Içen akilliysa, aklinin parlakligi daha da artar, fakat kötü huyluysa daha beter olur. Ama halkin çogu kötü oldugundan, begenilmez huylara sahip bulundugundan, içki herkese haram edilmistir. Esegin ardini öpmekte bir tat, tuz yoktur. Faydasiz yere, sakalini, biyigini kokutur Bagis, kine merhemdir. Tahta içinde yasayan kurt, o tahtanin fidan oldugu vakit ki halini bilir mi hiç? Madem ki hirsizsin, bari o güzelim inciyi çal, madem ki gebe kaliyorsun, bari yüce bir çocuga gebe kal Korukla üzüm birbirine zittir ama, koruk olgunlasti mi güzel bir dost olur. Allah yüzünü çirkin yaratmissa, kendine gel de, hem çirkin yüzlü hem çirkin huylu olma bari. Aynada bir sekil görürsün hani, senin seklindir o, aynanin degil. Satrançta piyon yola çikar da, sonunda yüce vezir olur. Kibir kokusu, hirs kokusu, tamah kokusu, söz söylerken sogan gibi kokar. Sonsuzun iki yani da yoktur, ortasi nasil olabilir? Dosttan, yakinlardan gelen bir cefa, düsmanin üçyüzbin cefasina bedeldir. Bal yiyen arisindan gocunmaz.. Günesin isigi pislige vursa bile pislenmez, isiktir o. Basin irmagin suyuna daldi mi, suyun rengini nasil görebilirsin? Davud'un elinde mum oluyor, senin elindeyse mum, demire dönüyor. Sabir, insani maksadina en tez ulastiran kilavuzdur. Padisah, töhmet altina alinani Karun'a çevirir. Artik suçsuzu ne hale kor, onu sen düsün. Egri ayagin gölgesi de egridir Tam inanç aynasi kesilen kisi, kendini görse bile, Allah'i görmüs olur. Bilgiye ulasti mi ayak, kanat olur. Göz olgunlasti mi, temeli, özü görür. Ama kisi sasi oldu mu parça buçugu görür ancak. Sinama, deneme yolunda bilgi, tam inançtan asagidir, zindansa yukari. Can, dogan kusuna benzer, beden ona bir tuzak Kara odun atese es oldu mu, karaligi gider, tümden isik kesilir. Les, bize göre rezildir ama, domuza, köpege sekerdir,helvadir. Kuzgun, bagda kuzgunca bagirir. Ama bülbül, kuzgun bagiriyor diye güzelim sesini keser mi hiç? Sen sekillerde kalirsan puta tapiyorsun demektir. Her seyin seklini birak, manasina bak Rengi kara bile olsa, bir kisi seninle ayni maksadi güdüyorsa, ona ak de, senin rengindedir Hacca gideceksen, bir hac yoldasi ara. Ister Hint'li olsun, ister Türk, ister Arap. Sekline, rengine bakma, maksadi ne, ona bak. Yokluk, varligin aynasidir. Arslanin boynunda zincir bile olsa, bütün zincir yapanlara beydir arslan. Ziddi meydana çikaran, onun ziddi olan seydir. Bal, sirkeyle belirir. Kasirga pek çok agaçlar yikar fakat yesermis bir ota ihsanlarda bulunur. Dostlarin ziyaretine eli bos gelmek, degirmene bugdaysiz gitmektir. Herkes günesi görebilseydi, günesin isiklarina delalet eden yildizlara ne ihtiyaç vardi? Hiç köpegin havlamasi, ayin kulagina deger mi? Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konugun önüne ne nimetler koyar. Aklin deveciye benzer, sense devesin. Aklin seni ram eder, ister istemez diledigi yere çeker götürür. Eger parça buçukta bütünle beraberdir, ondan ayrilmaz diyorsan, diken ye, diken de gülle beraberdir. Gümüsün disi aktir, berraktir ama onun yüzünden el de kararir, elbise de. Atesin kivilcimlariyla al al bir yüzü vardir. Ama yaptigi kötü ise bak, karanligi seyret. Yoksul, cömertligin aynasidir. Peygamberler insanlari Allah'a ulastirmak için gelmislerdir. Insanlarin hepsi bir bedense, kulla Allah birlesmisse kimi kime ulastiracaklar? Bir mumdan yakilan mumu gören, gerçekten de asil mumu görmüstür. Düsünenlerin düsündürdükleri... Gündüz gibi isiyip durmayi istiyorsan, geceye benzeyen varligini yaka dur. Ana karnindaki çocuga dogmak, dünyadan göçmektir Somuna benzer bir sey düzsen, emdin mi, seker gelir ondan, ekmek tadi degil. Terazide arpa altinla yoldas olur ama bu, arpanin da altin gibi degerli olmasindan degildir. Koruktaki su eksidir ama koruk üzüm olunca tatlilasir, güzellesir. Derken küpte yine acir, haram olur fakat sirke olunca ne güzel katiktir. Ay, yildizlardan utanir ama yine de cömertligi yüzünden yildizlarin arasinda bulunur. Inanan, inananin aynasidir. Yazi yazilirken eli görmeyen kisi, yazi kalemin oynamasiyla yaziliyor sanir. Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan! Firavun, yüzbinlerce çocuk öldürttü, aradigiysa evinin içindeydi. Geminin içindeki su, gemiyi batirir. Geminin altindaki suysa, gemiye arka olur. Aynanin berrakligini yüzüne karsi söylersen, ayna hemen bugulanir, seni göstermez olur. Esek, suyun kadrini bilseydi, ayak yerine bas koyardi irmaga. Avlanmak istedik mi uçup gittigimiz yer Kafdagi'dir. Akbaba gibi les avlamayiz biz. Bir köpegin önüne bir çuval seker koysan bile, onun gönlü yine les pesindedir. Sekerden ne anlar o? Allah ile birlesmek demek, senin varliginin O'nunla birlesmesi demek degildir. Senin yok olmandir. Küfürle iman, yumurtanin akiyla sarisina benzer. Onlari ayiran bir berzah var, birbirine karismazlar. Köpekler gibi kizmayi birak, arslanlarin gazabina bak. Arslanlarin gazabini görünce de var, bir yasina girmis koyun gibi yavas ol. Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlamasi ile ürker kaçar. Kadinlar, akli olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadina üstündür. Çünkü tabiatlarinda hayvanlik vardir. Sevgi ve acimak, insanlik vasiflaridir. Hiddet ve sehvet ise hayvanlik vasiflari. Mümin bir kopuza benzer. Madem ki inanan kisi feryat edip aglamada kopuzdur, kopuz kendisine mizrap vuran olmadikça feryat etmez. Madem ki, akil babandir beden de anan, ogulsan babanin yüzüne bak. Yeryüzü ile dagda ask olsaydi, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi. Kus, kafeste kaldikça baskasinin buyrugu altindadir. Kafes kirildi da kus uçtu mu, nerede ona geçecek buyruklar? Bal çanaginin agzi kapali. Sen ise, üstünü, yanini yalayip duruyorsun. Çanagi yere çal, Insana bütün korku içinden gelir fakat insanin akli daima disaridadir. Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sigacak oluga deniz? O kadar çok kosmayin, o kadar yorulmayin, su yerin altinda çirak ne olmussa usta da o olmustur. Bir lagimin pis kokusunu koklamak, ruhu kokusmus zenginlerle sohbetten yüz misli iyidir Sen, yeni bir çocuk dogurmadikça, kan tatli süt haline gelmez. Hirsizlara, kötülere, alçaklara acimak, zayiflari kirip geçirmektir. Ask, davaya benzer. Cefa çekmek de sahide. Sahidin yoksa davayi kazanamazsin ki. Tohum yerde gizlenir de, o gizlenmesi bagin, bahçenin yesermesine sebep olur Yazi yazilirken eli görmeyen kisi, yazi kalemin oynamasiyla yaziliyor sanir. Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan! Firavun, yüzbinlerce çocuk öldürttü, aradigiysa evinin içindeydi. Geminin içindeki su, gemiyi batirir. Geminin altindaki suysa, gemiye arka olur. Sikinti ve huzursuzluk mutlaka bir günahin cezasi, huzur ise bir ibadetin karsiligidir. Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dali, meyvalar asagi dogru çeker. Meyvasiz bir dalin ucu ise, servi agaci gibi havada olur. Topluluk bizim yanimiza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir sey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazim geldiginden o zaman da biz inciniriz Ümit, güvenlik yolunun basidir. Kus seslerini ögrenen kimse, kus olmadigi gibi ayni zamanda kuslarin düsmani ve avcisidir. Dert, insana yol gösterir. iman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz bes vakitte, iman ise her zaman farzdir. Iki canli kusu birbirine baglasan, dört kanatli olduklari halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur. Sokak köpegine ister altin, ister yünden tasma tak, yine sokak köpegi olmaktan kurtulamaz. Cübbe ve sarik ile alimlik olmaz. Alimlik, insanin zatinda bulunan bir hünerdir. Degil mi ki gönül mutfaginda yemekler tabak tabak, peki ne diye asagilik kisilerin mutfagina kase tutacakmisim? Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan tohumunda böyle bir süpheye düsüyorsun? Testi tastan korkar ama o tas çesme oldu mu, testiler her an ona gelmeye can atar. Sus artik yeter! Sir perdelerini pek o kadar yirtma. Çünkü bize, kiriklari sarip onarmak, sirlari örtmek yarasir. Altin aramiyorum, altin olmaya yetenegi olan bakir nerede? Varlik petegini ören aridir. Ariyi vücuda getiren mum ve petek degildir. Ari biziz. Sekil sadece bizim imal ettigimiz mumdur Dünya köpüktür. Tanri sifatlariysa denize benzer. Fakat su cihan köpügü, denizin ariligina, duruluguna perdedir. Sözün içini elde etmek için harf kabugunu yar. Saçlar da sevgilinin yüzünü, gözünü örter. Burnuna sarimsak tikamissin, gül kokusu ariyorsun. Biz, tulumla, küple, testilerle tatmin olmayiz. Bizi çekip irmaginiza götürün. Dünyaya demir atmis Karun'u, yer çekti, yuttu. Ulular ulusu Isa'yi gökyüzü çekti, yüceltti. Ekmek, beden hapishanesinin mimaridir. Gübre olup bostanin gönlüne giren pislik, yok olur gider de pislikten kurtulur, kavunun, karpuzun lezzetini arttirir. Altin ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadiktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra Gördün ya beni gamdan baska kimse hatirlamiyor, gama binlerce defa aferin. Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatli seylerin sarhosu oldukça, ruhunun üzüm salkimini görebilir misin ki? Agzini kapa ve altin dolu avucunu aç. Ceset cimriligini birak da cömertligi seç. Inanmissan, tatli bir hale gelmissen, ölüm de inanmistir, tatlilasmistir. Kafirsen, acilasmissan, ölüm de kafirlesir, acilasir sana. Dogruluk, Musa'nin asasi gibidir. Egrilik ise sihirbazlarin sihrine benzer. Dogruluk ortaya çikinca, bütün egrilikleri yutar. Bir kötülük yaptiktan sonra pismanlik hissetmek Allah'in inayet ve muhabbetine mazhar olmanin delilidir. Insan, gözden ibarettir aslinda, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir. A kardes, keskin kilicin üzerine atilmadasin, tövbe ve kulluk kalkanini almadan gitme Bir gömlek derdine düseceksin ama belki o gömlek kefen olacaktir sana. Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek. Saman çöpü gibi her yelden titrersin. Dag bile olsan, bir saman çöpüne degmezsin. O daga bir kus kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dagda ne bir fazlalik var ne bir eksilme. Bülbüllerin güzel sesleri begenilir de bu yüzden kafes çeker onlari. Ama kuzgunla baykusu kim kor kafese? Çayirliktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayirt edilir. Dünya mali, bedene tapanlara helaldir. Gerçek kokusuyla, ahmagi kandiran yalan sözün kokusu, miskle sarimsak kokusu gibi, söz söyleyenin solugundan anlasilir. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kimildadi mi, sirlara ulasilir. Ahlaksizlarin bagirisiyla, yürekli yigitlerin naralari, tilkiyle arslanin sesi gibi meydandadir. Kötü nefis, yirtici kustur. Hirsin yemdir, cehennemse tuzak. Dogan, avdan av getirir, fakat kendi kanadiyla uçar da avlanir. Padisah da bu yüzden onu keklikle, çil kusuyla besler. Dil, tencerenin kapagina benzer. Kipirdadi da kokusu duyuldu mu ne pisiyor anlarsin. Yemekle dolu karin, seytanin pazaridir. Sözle anlatilan sey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek oldugunu da haber verir, yalan oldugunu da. Canim bedenimde oldukça, kulum, köleyim, seçilmis Muhammet'in yolunun topragiyim. Birisi sözlerimden bundan baska söz naklederse, o kisiden de bezmisim ben, o sözden de. Sevgiden, tortulu bulanik sular ari-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler sifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padisahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir. Mumundur karanlik veren sana. Anlatirdim bunu ama, gönlünün beli kiriliverir. Gönül sisesini kirarsan artik, yasamak fayda vermez. Rüsvet alan para pul padisahi degiliz. Paramparça olmus gönül hirkalarini diker, yamariz biz. Asiklarin gönüllerinin yanisiyla gözyaslari olmasaydi, dünyada su da olmazdi, ates de. Dikenden gül bitiren, kisi da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir. Akil padisahi kafesi kirdi mi, kuslarin her biri bir yöne uçar O beden testisi ab-i hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. Içindekine bakarsan padisahsin, kabina bakarsan yolu yitirdin. Dünya tuzaktir. Yemi de istek. Istek tuzaklarindan kaçinin. Irmak suyunu tümden içmenin imkani yok ama susuzlugu giderecek kadar içmemenin de imkani yok. Gürzü kendine vur. Benligini, varligimi kir gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulaga tikanmis pamuga benzer. Ey altin sirmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alismis kisi. Sonunda sana da dikissiz elbiseyi giydirecekler. Esege, katir boncuguyla inci birdir. Zaten o esek, inciyle denizin varligindan da süphe eder. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasindan ileri gelir. Yol kesenler olmadikça ,lanetlenmis seytan bulunmadikça,sabirlilar ,gerçek erler,yoksullari doyuranlar nasil belirir,anlasilir? Oyun ,görünüste akla uymaz ama çocuk oyunla akillanir. Anlayis,edep sehirlilerdedir. Ziyafet,garip konaklamak da köylülerde. Resimler ister haberleri olsun,ister olmasin,hepsi de ressamin elindedir,o elden çikar. Alissan güvercin sallanan kamistan kaçar mi hiç?O kamistan göklere uçan yere alismamis olan güvercin ürker,kaçar. Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayirlarda bulunmak,mali yitmekten korur. Çalinmis kumas,devamli kalmaz insanda. Hirsizi da daragacina götürür. Aglayisin,feryat edisin bir sesi,sureti vardir. Zararinsa sureti yoktur. Zararda insan elini disler ama zararin eli yoktur. Köpekler gibi kizmayi birak, arslanlarin gazabina bak. Arslanlarin gazabini görünce de var, bir yasina girmis koyun gibi yavas ol. Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlamasi ile ürker kaçar. Kadinlar, akli olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadina üstündür. Çünkü tabiatlarinda hayvanlik vardir. Sevgi ve acimak, insanlik vasiflaridir. Hiddet ve sehvet ise hayvanlik vasiflari. Mümin bir kopuza benzer. Madem ki inanan kisi feryat edip aglamada kopuzdur, kopuz kendisine mizrap vuran olmadikça feryat etmez. Madem ki, akil babandir beden de anan, ogulsan babanin yüzüne bak. Yeryüzü ile dagda ask olsaydi, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi. Kus, kafeste kaldikça baskasinin buyrugu altindadir. Kafes kirildi da kus uçtu mu, nerede ona geçecek buyruklar? Bal çanaginin agzi kapali. Sen ise, üstünü, yanini yalayip duruyorsun. Çanagi yere çal, Insana bütün korku içinden gelir fakat insanin akli daima disaridadir. Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sigacak oluga deniz? O kadar çok kosmayin, o kadar yorulmayin, su yerin altinda çirak ne olmussa usta da o olmustur. Hirsizlara, kötülere, alçaklara acimak, zayiflari kirip geçirmektir. Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan! Firavun, yüzbinlerce çocuk öldürttü, aradigiysa evinin içindeydi. Sikinti ve huzursuzluk mutlaka bir günahin cezasi, huzur ise bir ibadetin karsiligidir. Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dali, meyvalar asagi dogru çeker. Meyvasiz bir dalin ucu ise, servi agaci gibi havada olur. Topluluk bizim yanimiza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir sey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazim geldiginden o zaman da biz inciniriz Ümit, güvenlik yolunun basidir. Iman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz bes vakitte, iman ise her zaman farzdir. Iki canli kusu birbirine baglasan, dört kanatli olduklari halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur. Degil mi ki gönül mutfaginda yemekler tabak tabak, peki ne diye asagilik kisilerin mutfagina kase tutacakmisim? Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan tohumunda böyle bir süpheye düsüyorsun? Testi tastan korkar ama o tas çesme oldu mu, testiler her an ona gelmeye can atar. Sus artik yeter! Sir perdelerini pek o kadar yirtma. Çünkü bize, kiriklari sarip onarmak, sirlari örtmek yarasir. Altin aramiyorum, altin olmaya yetenegi olan bakir nerede? Varlik petegini ören aridir. Ariyi vücuda getiren mum ve petek degildir. Ari biziz. Sekil sadece bizim imal ettigimiz mumdur Sözün içini elde etmek için harf kabugunu yar. Saçlar da sevgilinin yüzünü, gözünü örter. Biz, tulumla, küple, testilerle tatmin olmayiz. Bizi çekip irmaginiza götürün. Avlanmak istedik mi uçup gittigimiz yer Kafdagi'dir. Akbaba gibi les avlamayiz biz. Mumundur karanlik veren sana. Anlatirdim bunu ama, gönlünün beli kiriliverir. Gönül sisesini kirarsan artik, yasamak fayda vermez. Rüsvet alan para pul padisahi degiliz. Paramparça olmus gönül hirkalarini diker, yamariz biz. Asiklarin gönüllerinin yanisiyla gözyaslari olmasaydi, dünyada su da olmazdi, ates de. Bir gömlek derdine düseceksin ama belki o gömlek kefen olacaktir sana Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek. O daga bir kus kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dagda ne bir fazlalik var ne bir eksilme. Altin ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadiktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra Gördün ya beni gamdan baska kimse hatirlamiyor, gama binlerce defa aferin. Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatli seylerin sarhosu oldukça, ruhunun üzüm salkimini görebilir misin ki? Agzini kapa ve altin dolu avucunu aç. Ceset cimriligini birak da cömertligi seç. Inanmissan, tatli bir hale gelmissen, ölüm de inanmistir, tatlilasmistir. Kafirsen, acilasmissan, ölüm de kafirlesir, acilasir sana. Dogruluk, Musa'nin asasi gibidir. Egrilik ise sihirbazlarin sihrine benzer. Dogruluk ortaya çikinca, bütün egrilikleri yutar Dünyaya demir atmis Karun'u, yer çekti, yuttu. Ulular ulusu Isa'yi gökyüzü çekti, yüceltti. Ekmek, beden hapishanesinin mimaridir Bülbüllerin güzel sesleri begenilir de bu yüzden kafes çeker onlari. Ama kuzgunla baykusu kim kor kafese? Çayirliktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayirt edilir. Gerçek kokusuyla, ahmagi kandiran yalan sözün kokusu, miskle sarimsak kokusu gibi, söz söyleyenin solugundan anlasilir. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kimildadi mi, sirlara ulasilir. Ahlaksizlarin bagirisiyla, yürekli yigitlerin naralari, tilkiyle arslanin sesi gibi meydandadir. Hirsin yemdir, cehennemse tuzak. Dogan, avdan av getirir, fakat kendi kanadiyla uçar da avlanir. Padisah da bu yüzden onu keklikle, çil kusuyla besler. Dil, tencerenin kapagina benzer. Kipirdadi da kokusu duyuldu mu ne pisiyor anlarsin. Sözle anlatilan sey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek oldugunu da haber verir, yalan oldugunu da. Her korkuda binlerce eminlik vardir,göz karasinda onca aydinlik mevcut. Verdigini geri alan kisi, köpek gibi kusmugunu yemis olur. Sarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemistir ki. Agzini,sarabi verene aç. Ekme günü gizlemek topraga tohumu saçmak günüdür. Devsirme günüyse tohumun bittigi gündür,karsiligini bulma günüMevlana

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Bina Mantolama

Bina Mantolama
Mantolama Nasıl Yapılır
Yapılarda gelişen yapı teknikleri sonucu beton satıhlar artmıştır. Betonarme yüzeyler, içeride üretilen enerjinin ısı köprüleri
oluşturarak dışarı atılmasına sebep olur. 2000 yılında Türkiye'nin yıllık ısınma harcaması yaklaşık 4 Milyar dolar olmuştur. Yapıları
soğutmak için harcanan enerjinin, ısıtmak için harcanan enerjiden daha fazla ve pahalı olduğu da hesaplanırsa bu rakam çok
daha yukarılara tırmanmaktadır. Yapılan araştırmalar, ısı yalıtımı yapılmamış betonarme bir binada, oluşan ısı köprüleri sebebi
ile üretilen enerjinin %50-%60 'ından yararlanılamadığını göstermiştir. Mantolama (Isı yalıtımı) uygulamasındaki maksat bu
enerjiden mümkün olduğunca fazla yararlanabilmektir.
Günümüzde, gelişen teknikler, ısı yalıtımı uygulamasından alınan verimin artmasını sağlamıştır. Isı köprülerinin oluşumunu
engellemekte en verimli sistem olan (Dışarıdan Yalıtım) Mantolama Uygulamasında çeşitli yoğunluklarda Polistiren veya Taşyünü
Levhalar kullanılmaktadır. Sıvalı veya sıvasız her türlü zemine rahatlıkla uygulanabilen bu sistemin safhaları aşağıda verilmiştir.
MANTOLAMA UYGULAMASI
Başlangıç profili : Mantolama uygulamasının ilk aşaması olarak, zemine aliminyum başlangıç (su basman) profili çakılır.Başlangıç
profili'nin ölçüsü, tercih edilen yalıtım levhasının kalınlığına ve uygulanacak sisteme göre değişiklik gösterir. Profiller duvara özel
dübelleri ile çakılarak tespit edilirler.
Yapıştırma Harcı : Profiller çakıldıktan sonra yalıtım levhalarının arka yüzüne dişli mala ile veya noktasal yapıştırma metodu ile
özel yapıştırıcı harç sürülür. Harç sürüldükten hemen sonra yalıtım levhaları duvara şaşırtma metodu ile yerleştirilir.
Dübelleme
Dübellemeye başlamadan önce, yapıştırma harcının tam olarak kuruması beklenmelidir. Dübeller yalıtım levhasının üzerine
matkap ile uygun bir delik açıldıktan sonra çakılarak sabitleştirilir. Kenar ve Köşeler : Köşelerde düzgün ve sağlam bir yüzey elde
edebilmek için aliminyum köşe profilleri kullanılır. Köşe profilleri, yalıtım levhalarının üzerine donatı katmanı oluşturulmasından
önce yerleştirilir ve üzeri donatı sıvası ile kapatılır.
Donatı Sıvası ve Filesi : Köşe profillerinden başlayarak bütün yüzeye donatı sıvası sürülür ve dişli mala ile trifillenir. Bu sıva
üzerine sıva henüz yaş iken donatı filesi, kenarları 10'ar cm birbirinin üzerine binecek şekilde yerleştirilir. Filenin üzeri tekraren
sıva ile kapatılır.
Hafif Sıva : Son kat hafif sıva, donatı sıvası tamamen kuruduktan sonra istenilen kalınlıkta (2,3,4 mm) uygulanır. Böylelikle,
mantolama uygulamasının dışında sert ve dekoratif, koruyucu bir katman oluşturulur.
Boya : Mantolama uygulamasının son aşaması, hafif sıva uygulanmış zeminlerin dekoratif bir dışcephe boyası ile boyanmasıdır.
Yalıtım Malzemeleri Ve Levhaları
EPS : Günümüzde kullanılan yalıtım levhaları arasında, en popüler olanı EPS (Ekstrüde Polistiren) yalıtım levhalarıdır.
Oldukça düşük bir ısı iletkenlik (0,031 W/mK)değerine sahip olan EPS'nin yangın sınıfı B-1 (Zor alevlenici) ve min.20 Kg/m³
yoğunluktadır. Ülkemizde, dışcephe ısı yalıtımında, çoğunlukla 3 cm kalınlığında, binili tipleri kullanılmakla birlikte, teras yalıtımı,
özel işlemler veya istenildiği durumda, 5 cm kalınlığında levhalar da kullanılmaktadır.
XPS : Ekspande Polistiren. Birim hacim kütlesi 16 Kg/m³ ve Isı iletkenlik değeri 0,040 W/mK'dır. EPS levhalara göre daha
ekonomik olan XPS levhalar B-1 yangın sınıfına girerler. Beyaz köpük olarak da bilinir.
Taşyünü : Isı yalıtımı ve ses yalıtımı amacı ile kullanılan taşyünü, diğer yalıtım levhalarına kıyasla daa yüksek bir yoğunluğa
sahiptir. Doğal yapısı nedeni ile yangın sınıfı A (Yanmaz) olan taşyünü 0,040 W/mK ısı iletkenlik değerine sahiptir.
YAPIŞTIRICI HARÇ MALZEMELERİ
Polimer esaslı, mineral, kuru, nefes alabilen ve yüksek yapışma özellikli özel bir harçtır. 3,5 - 4,5 Kg/m² sarfiyatı ile kullanılan
yapıştırıcı harç, her türlü mineral yapıdaki yüzeye, polistiren ve taşyünü levhaları yapıştırmak için kullanılır. Su ile karıştırılarak,
kullanım esnasında hazırlanır.
BAŞLANGIÇ (SU BASMAN) PROFİLİ
Su basman seviyesinde, sistemi darbelerden koruyan 0,4 - 0,6 mm, alüminyumdan imal edilen, damlalıklı taşıyıcı profildir.
Kullanılacak yalıtım levhasının kalınlığına göre, değişik boyutlarda olabilir.
ALÜMİNYUM PROFİLLER
Bina köşeleri, pencere ve kapı merkezleri gibi dış köşelerde, sistemi korumak maksadı ile kullanılan, yan yüzeyleri delikli, 25/25
mm alüminyumdan imal "L" profilidir. Aynı zamanda sıva uygulamasında mastar görevi görmektedir.
PLASTİK DÜBELLER
İç ve Dış izolasyon levhasını duvara veya tavana monte etmek için kullanılan plastik bağlantı elemanıdır. Tuğla üzerine yapılan
uygulamalarda, boşluğa gelen dübeller, çıkartılarak başka bir noktadan çakılmalıdır. Dübelin çakılacağı noktada, yalıtım levhaları
bir miktar oyularak, dübel çakıldığında yalıtım levhasının üzerinde kabartı olmaması sağlanmalıdır. Normal uygulamada 1
metrekare'ye minimum 6 Adet çakılır.
DONATI SIVASI
Özel kimyasal karışımlı bir mineral kuru yalıtım ve sıva harcıdır. Yalıtım levhası üzerinde yüksek elastikiyet ve adherans
oluşturacak şekilde toz polimerlerle ve su iticilerle takviye edilmiştir. Yalıtım levhasını dış etkenlerden korumak için iki kat olarak
ve donatı filesi takviyesi ile uygulanır. Ortalama sarfiyatı 3,5 - 4 Kg/m²'dir.
DONATI FİLESİ
Yalıtım levhası üzeri donatı sıvası, genleşme derzleri, montaj derzleri için üretilmiş ve özel alkalilerle emprenye edilmiş, cam elyaf
sıva filesidir. Sıvadaki çatlamaları önler ve yüzeye direnç kazandırır. Mantolama uygulamasında kullanılacak donatı filesi 145 -
170 gr/m² ağırlıkta, 3-4 mm göz aralıklı olmalıdır.
HAFİF SIVALAR
Çimento esaslı, elyaf katkılı, taş sıva izlenimi veren, son kat hafif dekoratif sıvadır. Mantolama uygulamasında alt katmanları dış
etkilerden yüksek sertliği ile korur. Zeminden kaynaklanabilecek görüntü bozukluklarını egale eder. 3 mm kalınlık için ortalama
sarfiyatı 3-3,5 Kg/m²'dir. Beyaz renktedir.
BOYA UYGULAMASI
Yapılan Mantolama uygulamasının son aşaması olarak, hafif sıvanın üzeri, beyaz rengin istenmediği durumlarda, arzu edilen
herhangi bir renkte ELASTOMERİK, ELASTOSİT veya SİLİKONLAR kullanılarak boyanabilir.